Bir an sonrası olmayabilir dirimında. şayet yaşamazsan o an hissettiklerini, sonrasında bunun karınin nedamet duyabilir ve ‘bilseydim ertelemezdim kalmak istediğimi’ dersin…”

En önemlisi de öğrendiklerini kesinlikle birilerine anlatma isteği duymalarıdır. Bu evetşlardaki çocuklar bâtınin daha çok resimli kitaplardan ziyade resimsiz kitaplar elan yeğin olacaktır. Bu şekilde okuduklarını kafalarında canlandırarak ayırtındalık ve imijinasyon yani görselleştirme yeteneklerini vüruttireceklerdir.

Masalların dili, çocukların evetşlarına yaraşıklı, sakin ve anlaşılır bir şekilde tasarlanmıştır, bu da onların kelime acıarcıklarını ve tat alma organı becerilerini vüruttirmelerine katkı sağlar.

La Fontaine Masalları: Maymun ile kediHayvanlar aleminden hikayeler yoluyla hayata dayalı dersler veren masallar serisinden merhaba! Sıradaki hikayemiz maymun ve pisik!

üste, bu hatda, masalların çocukların hissî zekasını ve içtimai becerilerini elbette desteklediği ve ahlaki bileğerlerin kavranmasına elbette katkıda bulunduğu incelenecek.

Hatta, bu alfabeda, masalların içtimai değerleri nasıl yansıttığı, in doğası ve hayatın gerçek sorunlarına kesinlikle ışık tuttuğu ve çocuklar yürekin mürebbi değerlerinin huzurı rabıta yetişkinler karınin de koyu anlamlar taşıdığı incelenecek.

Ezop masalı: Aslan kralın sarayıDönemin birinde ormanın dibinde evetşarmış bir aslan kral. Bakalım, neler gelmiş başına?

Bilgili Ağababa ise tek mevzuğuna sual sormadığı için “Bir derdin mi var kızım, sormak istediğini niçin sormuyorsun?” dememiş hususğuna. Günler böyle dürüstıp gitmeye, konuklar da bu hayırlı kıza şaşkınlıkla denetlemep durmaya devam etmiş…

Bilgili Dede’nin evinde gelen konuklara meleklerin iş etmiş olduğu, perişan etmek yaptığı, ortalığı temizlediği anlatılırmış o ülkede. Her gelen konuk, istediği derece kalabilir ve her istediğini sorabilirmiş Bilgili Büyük peder’ye…

Bir varmış bir yokmuş, geçmiş çağ zarfında kalbur saman ortamında yemyeşil dikmelarla kaplı bir ormanda, bedduaşap bir evde yaşayan tavşan…

Güller bile dile gelip mecmu bir ağızdan deve yanıt vermişler: Sen tenezzül yazar de bir tarih masal oku olsun bizi koklamadın. Her dakika “dikenli güller” diye hakaret ettin.

Ormandaki hastalarla ilgilenen her hayvanın derdiyle ilgilenen yardımsever Leylek gelmiş aklına:

Hay aptal kız hay, demiş, bir defa başını kaldırıp da ağaca baksaydın, o dem kimin ömre bedel olduğunu anlardın!

Her hikaye, onlar ciğerin rahatlatıcı bir macera, her sayfa huzurlu bir uykuya harbi atık bir kadem olacak.